Kentin kuzeyindeki Yumuktepe höyüğünde yapılan kazılarda çok sayıda tabaka ortaya çıkarılmıştır. Bunların en eskisi MÖ 6300 yılına, en yenisi ise Selçuklu dönemine kadar uzanmaktadır. Kazılarda ortaya çıkarılan eserler Adana Arkeoloji Müzesi ve Mersin Müzesi'nde sergilenmektedir.
Mersin, 19. yüzyılın ortalarına denk gelen tarih sahnesine girdi. Özellikle Amerikan İç Savaşı sırasında dünyadaki pamuk kıtlığını gidermek amacıyla Çukurova'da pamuk üretimi geliştirilmiş ve bölgenin 1866 yılında demiryolu ağına bağlanması Mersin'in kaderini değiştirmiştir. Bu dönemde Mersin, Çukurova'nın tarımsal ihracatı için hızla bir liman ve ticaret merkezi haline geliyordu.
Hristiyan Levantenlerin çok küçük bir azınlık olmalarına rağmen şehrin bugünkü durumundaki önemi yadsınamaz. Kentte hala Latin-İtalyan ve Arap-Ortodoks olmak üzere iki Levanten kilisesi var.
Mersin Meşhur Yemekleri
Mersin, ovalardan dağlara değişen iklimi ile Akdeniz'den balık ve diğer deniz ürünlerinin yanı sıra geniş bir tarım ürünleri yelpazesine sahiptir. Bu flora ve fauna bolluğu, lezzetli yemeklerle sonuçlanır.
Bu zengin mutfak, Akdeniz'in tüm kıyılarında olduğu gibi, deniz ticareti yoluyla farklı bölgelere seyahat eden gemilerin taşıdığı kültürel çeşitlilik aracılığıyla tarihsel olarak sürekli bir akış halindeyken ortaya çıkmaktadır. Bu mutfak kıyı kesimlerden Toros dağlarının yaylalarına kadar yerleşim yerlerinde de farklılıklar göstermektedir.
Yerel gastronomik ürünler Mersin'de ve çevredeki tüm turizm merkezlerinde bulunabilir. Kebap çeşitleri mutfağın temelini oluşturmaktadır. Bazı kebap çeşitleri de kahvaltıda veya aralarda "atıştırmalık" olarak yenir. En yaygın olanı, hemen her sokak köşesinde bir kebapçının yanında bulunan Tantuni'dir. Küçük parçalar halinde kesilmiş biftekten yapılır. Kebabın sayısız çeşidi var, onlarca çeşidi var. Ama Çukurova ve Güneydoğu'nun ortak özellikleri olan mutfağın Mersin'e özgü bir yanı da var. Fırında yapılan veya kızartılan içli köfte Mersin'de haşlanıp hafifliyor.
Deniz ürünlerinden bahsetmişken, "Jumbo" olarak adlandırılan karidesler, Doğu Akdeniz'in en sevilen balıkları olarak sıralanıyor; lagos, çipura, kalamar, lecaine, kalamar, ahtapot, kalamar, sübye.
"Zahter", leblebi unu, karpuz çekirdeği, susam ve kekiğin yakın akrabası olan zahter baharatının karışımıyla yapılan, başka yerde zor bulunan özel bir yemektir. Ekmeğin içini açın, önce saf zeytinyağına batırın, ardından bu karışımdan serpin ve üzerini kapatın. Farklı tatlar denemek isteyenlere tavsiye edilir. Yerliler onu kahvaltıda yerler.
Yazın turp suyu, meyan kökü şerbeti ve yemek sonrası Mersin usulü Tarsusi kahvesi popüler içecekler arasındadır. Tarsusi aslında bizim Türk kahvesi olarak bildiğimiz ama küçük fincanlardan çok çay fincanlarında servis edilen kahvedir. Tatlıları da vardır; Cezerye çiğ tatlı havuçtan yapılır. Her yerde bulunur ve salamura edilmemiş sudan yapılan taze peynirli kadayıf olarak tanımlayabileceğimiz künefesiyle de çok ünlüdür. Bir diğer tatlı ise ramazan ayında yaygın olarak yenen Kerebiç'tir. İçi antep fıstığı veya cevizle doldurulmuş, beyaz bir köpük içinde yatan, içli köfteye benzeyen irmikli bir tatlıdır. Kerbiç, yapımında kullanılan beyaz köpüğü oluşturan Çöven kökünden dolayı alışılmadık bir tada sahiptir.